Çok canım acıyor bugün, çok mutsuzum ve uzun zamandır hiç olmadığım kadar huzursuzum. Çocuk yetiştirmenin en zor yanı iyi bir bakıcı bulmakmış. Ne kadar çaresiz hissediyorum kendimi. Bir bakıcının elinde muhtaçsın, ne git diyebiliyorsun ne kal…Git diyemiyorsun çünkü çocuğuna 16 ay boyunca o bakmış. Her şeyini biliyor, dilinden anlıyor. Kal diyemiyorsun çünkü içine sindiremediğin şeyler var. Nasıl yutarım bunları, nasıl görmemezlikten gelirim diyorsun. Çocuğum evde onunla, içim sıkılıyor…Kendimi çok yalnız hissediyorum. Kendi sorunumu kendim çözmeliyim, kendim karar verip, kararlarımın sonucunu kendim çekmeliyim. Kendi başıma, tek başıma…Başından bir şey nasıl giderse öyle devam ediyor. Başta yanlışlar vardı zaten. Bakıcı işe başladıktan 1 ay sonra içine sinmeyen bir şey 1 sene sonra neden içine sinsin ki? İnsan tanımak ne kadar da zor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Yeni bir serüvenin tam başındayız. Tam her şey yoluna oturdu derken, tam da artık rutinimizi bulduk derken.
Bir bakıcı istiyorum. Evimizin bir parçası gibi olsun, iyi kalpli, yalan nedir bilmeyen, başının gideceğini bilse bile doğruyu söyleyen, sevgi dolu, evi sahiplenen…Sadece iyi bir bakıcı istiyorum, çocuğuma iyi bakan, onunla bütün olan…Sadece bir bakıcı…