Bu yazı aynı zamanda Unnado Blog tarafından da yayınlananmıştır. Resimlerle süslenmiş haliyle okuyayım derseniz buraya tıklayın.
Bu çocuklar annelerinin karnından çıkmadan önce “Pazarlık Taktikleri ve İnsan Yönetimi” başlıklı bir ders filan mı alıyorlar merak ediyorum. Hayır annemizin karnından bu yeteneklerimiz gelişmiş bir şekilde çıkıyorsak sonradan tersine bir evrim mi yaşıyoruz da kaybediyoruz bu özelliğimizi? Burada yetkili kişi ben değil miyim? Günün sonunda benim dediğimin olması gerekmiyor mu? Hani mesela iş yerinde bilirsin ki patron ne derse o olur, çoğu zaman onunla pazarlık yapmaya ya da istediğine ulaşmak için lafı oraya getirmeye bile çekinirsin. Durumu sineye çeker, “bu kadar oldu işte” der haline şükreder, kanaat edersin. Ama yok çocuk büyütürken işlemiyor bu kural; ben ne zaman bir konuda bir hüküm bildirsem bir kaç dakika içerisinde kendimi oğlumla pazarlık yaparken buluyorum! Bu duruma acayip sinir oluyorum. Her seferinde “bak görüyor musun yine beni tufaya getirip istediğine ulaştı.” diye duruma uyanırken bir dahaki sefere bu tuzaklara düşmeyeceğim diye kararlar alırken buluyorum kendimi. Diyaloglar şöyle;
– Saf Anne: Oğlum hadi gel, şimdi yemek yiyeceğiz. Ay bu köfte de ne kadar güzelmiş, ıhh ıhh ıhh, çok lezzetli. (Anne çocuğunu yemeğe özendirmek için yetişkinlere has lezzetli anlamına gelen o seslerden çıkararak oğlunun yanına doğru ilerler.)
– Taktik Uzmanı Velet: Annee, anneciğim öncee bunnla oynıycaam, soonaaa yemek yiyceem. Sen de bunla oynaa mısınn? (Çocuk elindeki kamyonu göstererek sanki yemeği yiyecek de oyuncağıyla oynadığı için o an sofraya gelemiyormuş havası yaratır = TAKTİK1!)
– Saf Anne: Canım oğlum, yemeğini koydum ama neyse hadi yemeğin soğuyana kadar seninle azıcık oynayalım, sonra yemeğimizi yiyelim tamam mı? (Saf ama çözüm üretmeye odaklı anne çocuğuna kıyamayarak “Hadi çocukla 2 dakika oyun oynayayım hem zaten köfte de çok sıcak” diye kendine güzel de bir mazeret yaratıp içini rahatlatmış bir şekilde çocuğuyla enteresan hallere bürünüp kamyonculuk oynar. Zanneder ki 2 dakika sonra çocuğu köfteyi yiyecek…)
– Taktik Uzmanı Velet: Annee, anneciğim (Hiç üşenmeden her seferinde böyle dediğine inanmazsınız belki ama…) öncee bunu böölee alıjamm (Kamyonunu göstererek) sonaaaa bunun içine su doldurcam. Annee, su dolduralım mı?
– Saf Anne: Ama oğlum yemek yiyeceğiz??!!!
– Taktik Uzmanı Velet: Annee, anneciğim hem yemek yiyceeem hem de buna su doldurcamm ( İşte sana TAKTİK 2!)
– Saf Anne: Haydaaaa… (Akıllı anne(!) aslında burada zaman kazanmaya çalışıyordur. Ne diyeceğini bilemez; “Evet mi desem, hayır mı???” Bu arada annesinin “Haydaaa” ünlemiyle istediğinin olmayacağını düşünen çocuk saniyede 30 kere “Anne su dolduralım mı?” diye susmadan sorar ve oğlunun ısrarlarına dayanamayan anne bir umutla “Neyse hadi yer belki” diye ikna olur…) İyi hadi peki gel, buna su dolduralım o arada da bir parça köfte at ağzına bakalım (Saf anne içinden “Yanlış yapıyorum aslında, çocuk yemek yerken oturup sofra adabını almalı. Öyle oyunla yemek olmaz ama başka türlü de yemeyecek galiba” diye düşünür. Sonra “Neyse şu bir parça köfteyi atayım ağzına, hiç yememesinden iyidir yine de…” deer ve artık iyice pazarlık yoluna girmiştir…)
– Taktik Uzmanı Velet: (Annenin ağzına attığı bir parça köfteyi ağzından çıkartarak) Büyük veemişsin anne, çok büyük bu, küçük ver. (TAKTİK 3!)
– Saf Anne: (Sinirlenmeye ama kendini kontrol etmeye çalışan anne) Oğlum çıkarma ağzından, Hay Allahım! Tamam al, bak küçük verdim…
– Taktik Uzmanı Velet: Anneciğim, ben bunu yemiycem, köfte sevmiyorum! (Diyerek küçük köfte parçasını da ağızdan çıkartır.) Pilav vaa mı anne?
– Saf Anne: ??!x-/!!!!??? (İşte ikilem yine başlar; pilav yok. Tamam yapayım da bu doğru mu yaa, yani çocuk köfte yemem diyor ve bu aşamaya gelinceye kadar benden tüm istediklerini de alıyor sonra bambaşka bir şey istiyor!!! Şimdi hayır desem aç kalacak..pilav yapsam yer mi ki? Ay kahvaltıyı da az yemişti…)
– Taktik Uzmanı Velet: (Mutfağa gider, erzak dolabını göstererek) Anne piyinç buuda…Bana piyav yapaa mısın? (Al işte sana yine bir taktik daha!!! Duygu sömürüsü bu ama, sayılmazzz!!! Ben şimdi bu çocuğa nasıl pilav yapmayayım…)
Dolaptan pirinç alınır, başlanır pilav yapmaya bu arada tüm kareler anne kişisinin gözünün önünden geçer. İşte yine yapmıştır yapacağını bu çocuk! Hayır başta köfte yemem dese istediklerini de alamayacaktı ama yok o ne yaptı bana hep mavi boncuk gösterdi sonra da tam ters köşeden vurdu! İstediği her şeyi aynı anda aldı; köfte yemekten kurtuldu, istediği pilava kavuştu, annesiyle oyun oynadı, kamyonuna su doldurdu. Annesinin eline ise sadece pilav tenceresi ve dağınık bir mutfak kaldı!