Çok büyük konuşmayacaksın şu hayatta… Her zaman ağzından büyük cümleler çıkmadan önce bir yutkunup iki düşüneceksin. Çünkü sonra ağzından çıkan bu cümleleri geri yiyebilme ihtimalini çok iyi bileceksin.
Aman ben pek korkarım büyük konuşmaktan… Korkarım da çok konuştuğum için arada kaçırıyorum işte… Zira hiç durmayan ve ışık hızında giden çeneme müdahale etme şansım düşük, kader utansın! Çoğu zaman fikrimi beyan ettikten sonra “Aaa bak yine büyük konuştummm iştee!!!” diye yakınırken bulurum kendimi. Bir de fikrini böyle kalabalık bir ortamda beyan edip sonra o kişilerden biri seni “hayatta yapmammm!!” dediğin o şeyi yaparken yakalarlarsa vay halineee… Hemen bir heyecan başlanır cümleye “nee oo, daha bir kaç sene önce öyle demiyordun amaa!? Nasılmış?”… “Nasılmış?!” kelimesi burada soru zamiri anlamını yitirerek daha çok iğneleme ifade eder ki; içerik olarak “oh çok iyi oldu… başına geldi de gününü gördün!” kıvamında söylenmiş bir cümledir kendisi… Arif olan anlar ama bir şey de yapamaz…. “Nasılmış!?” sorusunu soran kişi sizden cevap beklemez zaten… O ezilip büzülerek karşısında küçülmenizden hoşnut olmak duygusu içerisindedir o an…
Sene 2008, daha benim oğlan portakalda vitamin… 30’lu yaşların başındayım ama kendimi 25 yaşında filan zannediyorum. Zira 5 senelik evli bile olsak çoluk çocuk olmayınca hayat böyle gezmeler, tozmalar, eğlenceler, gülmeler, kahkahalar şeklinde sadece kendine sorumlu geçiyor… Bir arkadaşımla konuşuyoruz. Kızcağız bana bir şey anlatırken cümle arasında da 3 yaşındaki oğlunun akşamları onların yanında yattığını söylüyor… Amaaaan ben böyle hemen atlıyorum 3 yaşındaki çocuk nasıl hala yanınızda yatıyor, olur mu öyle şey, çok yanlışş vs. vs. diyee…
Sene 2012, benim oğlan 2,5 yaşını da geçiyor… Ben 30’lu yaşlarımdayım ama kendimi arada sırada 50 gibi hissettiğim de olmuyor değil hani… Hayat çoluk çocuk, iş güç, ev, yemek şeklinde geçiyor… Bir arkadaşımla konuşuyoruz. Kızcağıza laf arasında Doruk’un geceleri bizim yatağımızda yatmasından şikayet etmeyi geçtiğimi bari yatağa enlemesine yatmasın da ayak tarafı kime geliyorsa tekmelerinden dayak yemeyelim diye dua ettiğimizi söylerken buluyorum kendimi !!! Hatta yastığıma kafasını koyacak diye artık kafamızın üzerinde uyuduğundan bahsediyorum!!!
İşin güzel kısmı bunları anlattığım kişi sene 2008’de bıdı bıdı ettiğim kişi değil Allahıma bin şükür! Tamam, büyük laf etmişim güzel güzel de çekiyorum cezamı… Napıyım demişim, çocuğum yokmuş, bilmemişim, ahkam kesmişim… Bir gün o kişiyle böyle bir muhabbet açılacak da o da bana “nasılmıışşş?!” yapacak diye panik atak içerisindeyim vallaa… Yazıyı okumaya da yakalanmasak bari 🙂